Lokalizasyon ne demek? Lokalizasyon veya diğer adıyla yerelleştirme, belgelerin belirlenmiş bir hedef kitleye uygun olarak uyarlanması işlemidir. İletilmek istenen mesajın dünyanın her köşesinde aynı etkiye sahip olması için kelime kelime çevirmek yerine hedeflenen kitlenin kültürel normlarını düşünerek yapılan uyarlamalar daha verimlidir. Lokalizasyon şirketlerin ürünlerini veya hizmetlerini yabancı kitlelere açmayı hedeflemesi üzerine sık sık başvurdukları bir yöntemdir. Bu makalemizde işinizi yerelleştirirken nelere dikkat etmelisiniz sorusuna cevap verecek ve süreci sorunsuz bir şekilde tanımlamanıza yardımcı olacağız.

Doğru Marka Tanımlaması ve Konumlandırma

Yerelleştirme, bir şirketin yeni pazar arayışının yerel operasyonlara dönüşmesinde çok önemli ve mutlaka doğru planlanması gereken bir araçtır. Özellikle temel pazarlama prensipleri açısından, yerelleştirilecek markanın ya da bir şirketinin, yeni pazarın dinamiklerini kavrıyor olması çok önemli bir yer tutar.

Gelişmiş ülkelerde geniş bir operasyon ağına sahip şirketler, gelişmekte olan ekonomilerde kendilerini yeniden konumlandırma konusunda önemli adımlar atmalıdır. Örneğin İtalya kökenli bir marka olan Armani, Avrupa girişimlerinde kendisini orta-üst sınıf olarak konumlandırırken, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere üst sınıf müşterileri hedefleyerek girmiştir. Bu yaklaşım, şirketin pazarın dinamiklerini anlaması sayesinde marka değerine global anlamda olumlu katkı sağlamıştır ve önemli bir iş yerelleştirme örneğidir. Kısacası, her yeni yerel pazar kendi dinamiklerine sahiptir ve yerelleştirme, pazarın doğru anlaşılmasıyla başlamaktadır.

Kültürel Farklılıklar

Yerelleştirme konusunda bir diğer önemli faktör, ülkeler hatta kentler özelinde kültürel farklılıklarının iyice kavranmasıdır. Web sitesi güncellemesinden reklam kampanyalarına kadar her adımda yeni pazarın kültürel yapısını anlayabilmek oldukça önemlidir. Yapılan araştırmalar, globalleşme yolunda ilerleyen markaların yaptığı en yaygın yerelleştirme hatalarının kültürel farklılıklar yeterince anlayamamalarından kaynaklandığını ortaya koymaktadır.

Örneğin Avrupa pazarında reklam çalışmalarının kısa ve eğlenceli olması tüketim kültürünün bir parçasıyken, uzak doğuda beklentiler reklamların bir hikayesinin olması dolayısıyla uzun olmasıdır. Bu beklentileri anlayamamış bir şirket ürün-pazar dengesini bulduğu halde yerel markaların domine ettiği pazarlarda başarılı olamaz. Lokalizasyon süreci birtakım yerel şirket ve profesyoneller ile ortak çalışmayı gerektirmektedir. Bu çalışmanın verimliliği ortak çalışılan yapıların pazara ve yerel kültüre hakim olmasıyla doğrudan alakalıdır. Yani şirketinizin bir bölgedeki yerelleştirme operasyonlarını yapması için çalıştığınız yapıları doğru seçmeli ve sürekli iletişim halinde süreci yönetmelisiniz.

Dilin Önemi ve Kullanıcı Tecrübesi

Kültürel farklılardan ayrı olarak dilin önemi de büyük önem arz eder ve pek çok şirket bu konuyu yeterince iyi anlamadığından hata yapmaları kaçınılmazdır. Dil özelinde, alfabe ve anlam farklılıkları, en kritik noktalardır ve kullanıcı tecrübesini her anlamda etkilemektedir. Bu konuda yapılan hatalar hem marka değerine zarar vermekte hem de ciddi maliyetler oluşturmaktadır.

Örneğin Ford markası, Almanya pazarına “Probe” modelini tanıttığında, aslında çok hızlı bir büyüme planlamıştı. Oysa Probe kelimesi Almancada test anlamına gelmekteydi ve potansiyel müşterileri, bu modeli bir test aracı olarak algılamıştı. Dolayısıyla satışlar beklenenin çok altında kaldı ve firma modelin adını değiştirmek zorunda kaldı. Buna ek olarak Arap piyasasına giren pek çok şirket, site tasarımlarını güncellemek yerine, yalnızca yazım yönünü değiştirme yoluna gittiğinden kullanıcı tecrübesine gereken önemi verememişlerdir. İş lokalizasyonu sürecinde yerelleştirme hizmeti veren çeviri şirketinin önceki referanslarına dikkat edilmeli ve olabildiğince profesyonel şirketler ile çalışılmaya özen gösterilmelidir.

Sonuç

Globalleşme 1980 sonrası ekonomik sınırların ortadan kalkması anlamına gelse de pratikte bu sınırların kalkması şirketlere önemli roller yüklemiştir. Bu bağlamda ülkeler arasında fırsattan doğan bir operasyonel akış oluşmuş ve bu fırsatları iyi değerlendiren şirketler çok uluslu yapılara dönüşmüştür. Yerelleşme globalizasyon çerçevesinde önemli bir yere sahiptir ve çok uluslu olmayı hedefleyen şirketler için basit bir çeviri hizmetinin ötesinde yararlar sunar.

Protranslate e-ticaret kapsamında bütün yerelleşme çalışmalarınızda, uzman ekibiyle her an yanınızdadır. Türkiye ve MENA bölgesi konusundaki bilgi birikimiyle bugüne kadar yüzlerce firmanın yerelleştirilmesinde başarılı görevler üstlenmiştir.

Profesyonel Tercüme Hizmetleri

Belgelerinizin 120’den fazla dilde profesyonel bir tercüman tarafından 24 saat teslimatla tercüme edilmesini ve onaylanmasını sağlayın.

Hemen Teklif Alın