Yurt dışına çıktığımızda ilk işimiz tanıdığımız ve sevdiğimiz dünya markalarını etrafta aramak olur. Küresel anlamda tanınırlığa sahip bu mağazaların ya da restoran zincirlerinin göze çarpması, kendimizi rahat ve evimizdeymiş gibi hissetmemizi sağlar. Öte yandan -özellikle de bir kıtadan diğer bir kıtaya seyahat ediyorsak- favori markalarınızdan bazılarını hiç göremeyebiliriz veya hiç duymadığınız bir sürü marka ile karşılaşabiliriz. Risk almak istemeyenler için bilinen markaların dışına çıkmamak daha güvenli bir seçenektir. Bu durumu oluşturan unsur ise “Küresel düşün, yerel hareket et” felsefesinin bir sonucudur.
Büyük markalar, kurumsal düzeyde küresel düşünmeyi sürdürürken, yerel düzeyde ise bulundukları bölgedeki insanlara hitap etmeleri gerektiğinin farkındadır. Küreselleşmeyi hedefleyen herhangi bir marka, şirket veya birey, bu felsefeyi benimsemelidir.
“Küresel düşün, yerel hareket et” felsefesini benimseyen şirketler genellikle ürünler, prosedürler veya hizmetler için küresel standartlara sahiptir ancak yerel düzeyde farklı uygulamaları ve etkileri tercih ederler. Bu felsefe çözüm odaklı olup hareket etmeye teşvik eder.
Konuya daha genel bir bakış açısıyla bakarsak şirketlerin çevre politikaları örnek olarak gösterilebilir. Bir şirketin çevresel kaygılar için attığı adımlar tüm dünyayı etkiler, ancak bu adımların başlangıç noktaları yereldir. Örneğin, karbon ayak izlerini azaltmak küresel bir sorundur ancak atılan adımlar belirlenmiş küçük ölçekli bir alanda uygulanmaktadır. Panasonic’in Kuzey Amerika Merkezi’ni daha merkezi bir konumdan daha uzak bir konuma taşıması, küresel bir endişe kaynağı olan karbon ayak izlerinin azaltılmasıyla sonuçlanan yerel bir adımdır.“Küresel düşün, yerel hareket et” düşüncesini uygulayan kuruluşlardan bir diğeri ise Johnson & Johnson’dur. Küresel hedeflerine ulaşmak için 2020 yılına kadar karbon emisyonlarını %20 azaltmak amacıyla İsveç’teki merkezlerinde karbon emisyonunu artırmayan elektrik ve yakıt kullanmaya başlamıştır.
İş Dünyasında Küresel Düşünüp Yerel Hareket Etme
Birçok uluslararası şirket, yabancı bir pazarda, mevcut pazarlama stratejilerinin birçoğunun uygulanamayacağının bilincindedir. Bu tarz stratejilerin başarılı olamaması dil farklılıklarının yanı sıra kültürel farklılıklardan da kaynaklanır. Bu tür engellerin üstesinden gelmek için kapsamlı bir pazar araştırması yapılması ve stratejilerde yerelleşme seçeneğine gidilmesi gerekir. Nitekim, başka bir ülkede istenilen sonuçlara ulaşmak kolay olmayabilir. Küresel prosedürleri uygulayabilen ve yerel bir dokunuşla yeniden düzenleyerek araştırma yapabilen yerel iş ortaklarına sahip olmak şirketinizin başarı şansını artıracaktır. Bu tür yerel ortaklar, ürün yelpazenizi isteklere ve yerel eğilimlere göre yeniden konumlandırmanıza yardımcı olabilir.
Örnekler:
Bildiğiniz üzere McDonalds önde gelen başarı öykülerinden biri. Harika bir “Küresel düşün, yerel hareket et” örneği olan McDonalds, tüm yiyecek hazırlama sürecini standart hale getiren bir restoran zinciridir. Amerika Birleşik Devletleri’nde ilk kez piyasaya sürüldüğünde standart kaliteyi sağlamayı başarmıştı. Hamburgerlerindeki ürünlerin sırası bile aynıydı. Ürün yelpazesi çeşitlenip zincir büyüdükçe, uluslararası pazarlara açılma arzusu da ortaya çıktı. Avrupa, Orta Doğu ve Asya’da pazarlarını genişletirken, Amerika’daki bazı ürünler Asya pazarlarında başarısız oldu. İşlemler, burgerler, kalite ve diğer ürünler aynıydı, peki sorun neydi? Aslında sorun tam olarak bu standartlardı. Güney Asya mutfağının Amerika veya Avrupa’dan farklı olması yerel halka hitap eden farklı lezzetler yaratmayı zorunlu kıldı. Tariflerine bazı yerel baharatları dahil ettiler ve bazılarını ise çıkardılar. Bu, satışlarını artırdı ve yerelleştirmenin önemini hepimize bir kez daha gösterdi.
“Küresel düşün, yerel hareket et” fikrinin kimden çıktığı hâlâ tartışmalı bir konu olsa da söylemin etkisinin dünyaya yayıldığı tartışılamaz bir gerçek. Bir çevre hareketi çağrısı olarak başlamasına rağmen sonrasında daha büyük ölçekte bir etkiye sahip oldu. Bu felsefeyi benimseyen şirketler büyüdü, yeni başlayan şirketler ise güçlendi. Şirketinizin adınızı dünya çapında duyurmak istiyorsanız, farklı yerel kitlelerde sizi en üste taşıyacak olan stratejilerde başarılı olmalısınız.
Protranslate’in seçkin kadrosu ve yerelleştirme alanındaki uzmanlığı sayesinde siz de ürününüzü İtalya’da doğru strateji ile pazarlayabilir, yerelleştirilmiş web siteniz ile Çin pazarında hakimiyet sağlayabilirsiniz. Gelin, dünya pazarına açılma yolculuğuna birlikte çıkalım!
Profesyonel Tercüme Hizmetleri
Belgelerinizin 120’den fazla dilde profesyonel bir tercüman tarafından 24 saat teslimatla tercüme edilmesini ve onaylanmasını sağlayın.
Hemen Teklif Alın